Huzurun kaynağı Mabetlerimiz

Bütün dinlerde mabetler, inanılan varlığa karşı, toplu veya ferdî olarak dinî görevlerin yerine getirildiği, ibadetlerin icra edildiği, kişinin kendisini inandığı varlığa yakın hissettiği mekânlardır. Bu yerler, ilahî âlemle, dünyevî âlemin kesiştiği, Mâ’budu ile insanın bir nevî buluştuğu ve kişinin kendisini ilâhî huzurda hissettiği yerlerdir.

Bu bakımdan mabetlerin toplumların hayatında önemli bir yeri vardır. Mabet İslâm dininde, mabetlerin toplum hayatındaki önemi vurgulanmış, cami ve mescitlerin; Allah’ın isminin çokça zikredildiği mekânlar olduğu belirtilmiş, buraların Allah’ın koruması altında olduğuna işaret edilmiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:

۪ذي َن َّ ل ا ا َس بَ ْع َضهُ َ ِ النَّ ُع ّللا ٰ ْوََّل َدفْ َولَ ُۜ ُ ّللا ٰ ُوا َربُّنَا اَ ْن يَقُول ََّّلا َح ٍّق اِ ِ َغْير ِ ِه ْم ب ِ ُجوا ِم ْن ِديَار ِ ا يَ ع ُ ْخر ِ َم ْْ ََ َوا ِم ُع َوب ٍ لَهُ مِّ ََ ْع ِ ْم ب ِجُِّ يُذْ َوا ت َو َم َسا ُص َو ََل َر َ َولَيَنْ ُۜ َك۪ثي ًرا ِ ٌّي َع ۪ز َك ُر ۪فيهَا ا ْس َّن ي ز ُم ّللا ٰ ِ َ لَقَو َّن ّللا ٰ اِ ُۜ ُص ُرهُ َم ْن يَنْ ُ ّللا ٰ

“Onlar, haksız yere, sırf, ‘Rabbimiz Allah’tır’ demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.”2

Hz. Peygamber, fetihler için ordu gönderirken, çocuklara, kadınlara, eli silah tutmayan kişilere ve din adamlarına dokunmamalarını, ağaçları yakmamalarını ve mabetleri tahrip etmemeleri talimatını vermiştir.

Mescit ve Cami Her inanca göre, ibadetlerin yapıldığı yerlere farklı isimler verilmiştir. Müslümanlar mabetlerine “mescit” ve “cami” ismini vermişlerdir. Mescit “secde edilen yer” mânâsına gelir.

Kur’an-ı Kerim’de tekil ve çoğul olarak muhtelif ayetlerde geçmektedir. Bir ayette, mescitlerin Allah’a ait olduğu, buralarda Allah’tan başkasına kulluk etmek yasaklanmakta ve şöyle buyurulmaktadır:

َواَ َّن َحًِّا ِ اَ َم َع ّللا ٰ ِ فَ ََل تَ ِّْ ُعوا ٰ ِجَِّ ِلِلّ َم َسا ْ ال

“Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O halde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.”

Cami kelimesi ise “toplayan, bir araya getiren” anlamına gelir. Cami kelimesi, başlangıçta sadece Cuma namazı kılınan büyük mescitler için kullanılan “el-mescîd’ül-camiî” kelimesinden kısaltılarak alınmıştır. Daha sonra Cuma namazı kılınan büyük mescitlere bu isim verilmiş, küçük çaplı olan ibâdet yerleri de mescit olarak anılmıştır.

Bilindiği gibi, İslâm tarihinde inşa edilen ilk mescit, Medine yakınlarındaki Kubâ Mescidi’dir. Sevgili Peygamberimiz, hicret esnasında, kendisi de bizzat çalışarak bu mescidi inşâ etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Kubâ Mescidinden övgü ile bahsedilmekte ve şöyle buyurulmaktadır:

6. 2 ِحَُّو َن اَ ْن يَتَطَهَّ ُر … َجا ل يُ ِ ۪في ِهُۜ ۪في ِه ر َ َح ُّق اَ ْن تَقُوم َّو ِل يَ ْو م اَ ٰوى ِم ْن اَ مس َس َعلَى التَّقْ ُ َم ْس ِج ِّ ا ۪ر ل ي َن َ هم ُمطَّ ْ ِح ُّب ال ُ يُ َو ّللا ٰ ُۜ وا

“… İlk günden temeli takva/ihlas üzere kurulan mescit (Kuba Mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever.”6 Hz. Peygamber, hicreti tamamlayıp, Medine’ye geldiğinde, burada ilk iş olarak bir mescit inşasına başlamak olmuştur.

Bu mescidin inşasında da Peygamberimiz fiilen çalışmış ve kısa sürede yapımı tamamlanmıştır. “Mescid-i Nebevî” olarak bilinen ve bugün Hz. Peygamber’in, Hz. Ebû Bekir’in ve Hz. Ömer’in de kabirlerinin bulunduğu bu mescit, Müslümanların, Kabe’den sonra en çok kutsal saydıkları bir mekândır. Hacca gidenlerin yukarıda zikredilen, Kubâ Mescidi ile birlikte en çok önem verdikleri ziyaret yerlerinden birisidir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir