AYDINLATAN KANDİL

Rabbimiz kitabında bize Efendimiz Aleyhisselam’ın çeşitli özelliklerinden bahseder. Efendimiz Aleyhisselam’dan bahsedilen ayetlerden Ahzab Sûresi’ndeki bu ayetler çok dikkatimi çeker.

Ahzâb Sûresi (45 – 46)

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِداً وَمُبَشِّراً وَنَذ۪يراًۙ ﴿٤٥﴾ وَدَاعِياً اِلَى اللّٰهِ بِاِذْنِه۪ وَسِرَاجاً مُن۪يراً ﴿٤٦﴾

Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.

Burada Efendimiz Aleyhisselam’ın şahit olduğu, müjdeleyici, uyarıcı, davetçi olduğu ve aydınlatıcı bir kandil olduğu zikrediliyor. Ben özellikle Efendimiz Aleyhisselam’ın son kısımda yer alan “ aydınlatıcı kandil” özelliği üzerinde durmak istiyorum.

“Sirâcen” kelimesi, kandil gibi apaçık beyan eden, yolu gösteren, durumu açıklayan, insanları Hakk’a ve doğru yola ileten, demektir.

Efendimiz Aleyhisselam’ın gönderildiği topluma baktığımız zaman gerçekten de insanlığın unutulduğu, haksızlığın kol gezdiği, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, güçlünün güçsüzü ezdiği, zulmün egemen olduğu, insan hayatının kıymetinin olmadığı, her türlü ahlaksızlığın meşru kabul edildiği bir toplum olarak görürüz. Bundan dolayıdır ki Kur’an ve Sünnette bu döneme “Cahiliye Dönemi” denmektedir. İşte Efendimiz Aleyhisselam böyle bir topluma “Kandil” olmuştur, “Nûr”olmuştur. Onların kararan hayatlarını, pas tutan yüreklerini Allah’ın nuruyla aydınlatmıştır. Putlarla dolu olan Kabe’yi, La ilahe illallah kelimesi ile aydınlatmıştır. Şirk dolu gönüllere Tevhid nurunu yerleştirmiştir. Onları zulmün karanlığından kurtararak, İslam’ın aydınlığına kavuşturmuştur. Bu Kandil’den ışık alan yiğitler dünyaya insanlık dersi vermiştir. Dünyaya hak ve hakikatin ne olduğunu öğretmişler, güçlünün değil haklının egemen olduğu bir dünya inşa etmişlerdir.

Şimdi kendi hayatlarımıza bir bakalım. Kararan dünyamıza, ibadetten ve Allah demekten zevk almayan paslanmış gönüllerimize, bozulan ticarî hayatlarımıza, muhabbetin ve merhametin egemen olmadığı aile hayatlarımıza, katılaşan kalplerimize, merhametsizlikten kuruyan göz pınarlarımıza, düşman kesildiğimiz kardeşliğimize, sadece kendi için yaşayan bencilliğimize, menfaat köprüsü ile birbirine bağlanan dostluklarımıza, el hâsıl hayatımıza bir bakalım… Kandil’den mahrum kalmış hayatlarımıza… Kararan, paslanan hayatlarımıza…

O zaman gelin hayatımıza yeniden bu Kandil ile ışık saçalım. Kararan hayatlarımızı, dünyamızı bu Kandil’in nuru ile aydınlatalım. Bu Kandil’den beslenen ve gökteki yıldızlar gibi pırıl pırıl parlayan Ashâb-ı Kirâm gibi bu Kandil’in rehberliğinde yol alıp, hem bu dünyada hem de ahirette “Razı olunan” kullar arasına girelim.

Rabbim bizleri bu Kandil’in nurundan mahrum etmesin… Âmin.

(Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem)

(Ali ÖZBEK/29.RECEP.1441/24.MART.2020/SALI )

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir