Bizler bu Âleme Allah’ın (c.c) Hucurat suresinde buyurulduğu “Bütün Müminler Kardeştir”1 ayet-i Celilesini hayatımıza tatbik etmek için gönderildik. Allah’ın Resulü bu ayeti, şu hadisi şerifi ile daha iyi anlatmaktadır;
“Müʼminler birbirini sevmekte, birbirine acımakta, birbirini şefkat hususunda bir ceset (vücud) gibidir. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa (Humma yani Sıtma Hastalığı) dûçâr olur.”2 Hadisi Şerifte anlatılan uykusuzluğun sebebi duyulan acıdır. Humma (Sıtma) hastalığı ise uykusuzluk sebebiyle artan hastalıktır.
Başka bir Hadisi Şerifte şöyle buyurulmaktadır “Her kim, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılamak için gayret ederse ve o işi görürse bu kendisi için on yıl itikâfta kalmaktan daha hayırlıdır…”3
Bahsettiğimiz bu Din Kardeşliğinin en güzel örneğini Efendimiz (sav) Mekke’den Medine’ye hicretinde ortaya çıkan Ensar-Muhacir Kardeşliğinde görüyoruz. Efendimiz (sav) Bahreyn arazisini taksim etmek üzere önce Ensar’ı davet buyurduğunda, Ensar feragat gösterip şöyle dediler; ‘’ Ya Rasulallah! Muhacir kardeşlerimize bunun bir mislini fazlasıyla vermedikçe biz bir şey almayız.’’4
Allah Rasül’ü (sav) bütün Müslümanları birbiriyle kardeş ilan etmiştir. Bütün malını, mülkünü, eş ve dostunu Mekke’de bırakan Muhacirleri, Ensar’ın himayesine veren Efendimiz (sav) böylece dini, ictimai ve siyasi bakımdan birlik ve beraberliği inşa etmişti.
Buraya kadar Kardeşliğin önemini ayetler ve hadisler ışığında anlatmaya çalıştık.
Günümüz yaşantımıza baktığımız zaman kardeşlik kelimesinin hakkını yaşantımızda veremiyoruz. Sadece lafız olarak edebiyatını yapıyoruz. Gönülden birbirimizi hakkıyla sevemiyoruz. Menfaat beklentisindeyiz hep. Bir kardeşimizden bir şey alırken veya bir şey verirken aklımızda hep bir menfaat var. Yani karşılık beklemek, Menfaat ile yapılan kardeşlik ilişkileri fazla yürümez. Hatta bu ilişkiye kardeşlik denir mi? o bile tartışılır…
Bir hocam ile kardeşlik bahsini konuşurken şunları söylemişti ‘’Birbirimize yaptığımız menfaatsiz küçük iyilikler, bir zaman sonra Gönüllerimizde ki büyük muhabbetlere ve baki kardeşliğe vesile olur.’’
Menfaati kendi lügatimizden, kendi dünyamızdan silmemiz gereken ilk kelimelerden biridir. Biz ne konuda olursa olsun bu kelime ile hayat süremeyiz. Çünkü bu kelime bizi kendimizden uzaklaştırır ve meslek edindirir kendisine. Her yaptığımız iyilikte insanlardan hep bir şey beklemek bizi başka biri yapar.
Kardeşliğin gönüllerde ki muhabbetin yerini alması için bir diğer kural ise fedakârlıktır. Fedakârlık kardeşin için zamanından, parandan, işinden karşılıksız yaptığın iyiliktir. Bu kardeşliğin olmaz ise olmaz temel taşlarından biridir. Ama şu da unutulmamalıdır fedakârlık tek taraflı yapılmaz. Çünkü tek taraflı yapıldığında menfaate dönüşür ve kardeşlik ilişkilerini bitirir.
Kardeşliğin baki kalmasını sağlayacak bir diğer kural ise samimiyettir. Samimiyet, gönülleri birbirine bağlayan Temel gövdedir. Samimiyetsiz kardeşlik ilişkileri gönüllere dokunamaz ve bu kardeşlik ilişkilerinin bitmesi kaçınılmazdır. Kardeşlik ilişkilerinde Samimiyet beraberinde güveni de getirir.
Kardeşliğin Temel taşlarından bir diğeri ise güvendir. Güven kardeşlik ilişkilerinin baş tacıdır. Birbirimize güvenimizi hissettirdiğimiz sürece samimi olarak kardeş kalırız ve severiz. Aslında Kardeşlik eşittir Güven desek eksik bir şey söylemeyiz. Çünkü Güvenin olmadığı yerde kardeşlik de olmaz..
Kardeşliğin bir diğer temel taşı ise affetmektir. Affetmeği her insan yapamaz. Kibirli ve hırsına düşkün olan insanlar affetmeyi beceremezler. Bu insanlar hep intikam peşindedirler. Bu insanlarla kardeşlik ilişkileri fazla yürümez. Kardeşinin yaptığı hataya karşılık affetmek erdemliktir. Erdemli olmak bilir kişinin işidir.. İşte bu erdemli insanlarla kardeşlik ilişkileri baki kalır.
SON BİR NOT;
Malumdur ki hepimiz ayrılık dünyasında yaşıyoruz. Her gün minarelerden yükselen sala sesleri bizlere ‘’Hazır olun ayrılık vakti yaklaşıyor’’ mesajı veriyor. Ayrılık dünyasında birbirimizin gönlünü kırmaya değer bir şey var mı?
Kaynakça
- 1 Hucurat Sursi, 10
- 2 Müslim, Birr, 66
- 3 Beyhaki, Şuab, , 424-425
- 4 Buhari, Menakıbu’l-Ensar, 8